DAHİLERİN OYUNU: SILENT HILL 2 FELSEFESİ
"In my restless dreams, I see that town, Silent Hill"
Oyun James'in karısının gönderdiği mektup üzerine Silent Hill kasabasına gelmesiyle başlar. İşin garibi Mary'nin yani James'in karısının geri dönüşü olmayan bir hastalığa yakalanıp, 3 yıl önce ölmüş olmasıdır. Ölü bir insan mektup yazamaz, buluşmak isteyemez diye düşünen James merakına yenik düşerek bu kasabaya gelir. Geldiğinde görür ki bu sisli kasaba canavarlar tarafından istila edilmiştir. James bu canavarla savaşırken oyunun sorunlu yan karakterleriyle tanışır. Angela tanıştığı ilk kişidir. Etrafında tedirgin bir şekilde annesini arayan Angela, James'e bu kasabada yanlış bir şeyler olduğunu söyler. Angela, babası ve abisi tarafından istismara uğramış biridir ve intihara meyillidir. Angela'dan sonra Eddie adında biri ile daha tanışır. Fiziksel görünümü yüzünden dalga konusu olan ve zorbalığa maruz kalan Eddie kendine olan güvenini kaybetmiştir ve beden ile barışık değildir. Biraz zamandan sonra Maria adlı bir kadınla tanışır. Maria, James'in ölen karısına çok benzemektedir. Maria, Mary'e göre daha açık giyinen ve daha çekici olan bir kadındır. Bu karakter bize James'in karısı hasta olduğu zamandaki yaşayamadığı cinselliğinin açığa çıkmasını gösterir.
Hikaye ilerledikçe anlarız ki aslında James'in karısı hastalıktan ölmemiştir. Onu James öldürmüştür. Onu bir yastıkla boğmuş ve ölümün kollarına bırakmıştır. Silent Hill kasabası James'i karısını öldürdüğü ana geri götürür ama bu sefer James, Mary'yi öldürmez ve her şeyi açıklar. Bunu yapmasının arkasındaki sebep ise bir o kadar bencildir.
James: Gerçek şu ki... Senden nefret ettim. Seni yolumda istemedim; Hayatımı geri istedim!
Mary: James... Eğer bu doğruysa, neden bu kadar üzgün görünüyorsun?
Ve böylece anlarız ki James karısının acısına değil, kendi acısına son vermek için Mary'yi öldürmüştür. İşler yolunda gitmez ve bu sefer James asla geri döndüremeyeceği bir hata yapmış olur. Bu illüzyonlar sayesinde bir nevi buradaki karakterlerin neden hala Silent Hill kasabasında kaldıklarını anlarız. Çünkü bu illüzyonlar onlara yaşadıkları travmaları çözme şansı verir. Bu travmalarla yüzleşmenin tehlikeli tarafları da var. Öyle ki bu kasabada olduğu gibi hep bu travmalarla yüzleşen biri bu travmayı aşamıyorsa bu yük altında ezilir ve daha çaresiz bir hale düşer ve bu olay da yıkıcı sonuçlara sebep olur. Sonunda Angela ve Eddie pes ederler. Eddie akıl sağlığını yitirirken, Angela alevlerin içine yürür. Ama James ve James'in travması hepsinden farklı. Çünkü genellikle bu karakterler başkalarının üzerlerine bıraktığı travmanın etkilerini yaşarken James kendi travmasının yaratıcısıdır. Kendi yarattığımız ve suçlu taraf olduğumuz travmamızı nasıl çözebiliriz ki?
Silent Hill 2 basit bir korku oyunu değil. Bu korku oyununda karakterlerin psikolojisine giriyor ve onları biraz da olsa anlamaya çalışıyoruz. Bu oyun öyle tasarlanmış ki bizi yani oyunu oynayanları, oyundaki karakterler suçlu olsa bile onlarla empati yapmaya sürüklüyor. Bu oyun oldukça korkutucu ve anlamlı. Bu oyunu anlamak için akıl, empati, denge ve sevgi gerekiyor. İşte bu yüzden Silent Hill bir baş yapıt.
"He Who Is Not Bold Enough To Be Stared At From Across The Abyss Is Not Bold Enough To Stare Into It Himself"


Yorumlar
Yorum Gönder